3 Mayıs 2011 Salı

Türkiye Derelerini Kuşatma Hareketi


Türkiye’nin dört bir yanında derelerimiz, yaşadığımız coğrafyanın kılcal damarları, yoğun bir kuşatma altında. Doğu Karadaniz’de Senoz, Loç, İkizdere, Fırtına, Macahel, Murgul, Çoruh vadileri; Antalya’da Alakır hakkında en fazla duyduğumuz havzalar. Munzur Vadisi, Hakkari’de Zap Suyu ve Irak sınırında inşa edilen çok sayıdaki güvenlik barajı (sulama veya enerji hedefi gütmeyen hidrolik barikatlar) bu gelişmelerin Fırat’ın doğusundaki yüzü. Son yıllarda, bu vadilerde sürdürülen enerji üretim faaliyetlerine karşı mücadele veren pek çok oluşum kuruldu. Derelerin Kardeşliği ve Suyun Ticarileşmesine Hayır platformları, Türkiye Su Meclisi bu oluşumlardan bazıları. 2 Nisan 2011 tarihinde ise Anadolu’yu Vermeyeceğiz ana sloganı altında, herhangi bir oluşumun imzasını taşımayan Büyük Anadolu Yürüyüşü başlatıldı. Doğu Karadeniz, Güneydoğu, Akdeniz, Ege ve Trakya üzerinden, on koldan başlatılan bu yürüyüş kırk günün sonunda Ankara’da büyük bir gösteriyle sona erecek. İstanbul’da yaşayan ve bu yürüyüşe ancak hafta sonları katılabilecek olanlar için bir bilgi: Yürüyüşün Trakya-Marmara kervanıyla birlikte 7-8 Mayıs tarihlerinde İzmit’ten Sapanca’ya yürümek mümkün. Eylem hakkındaki bilgilere http://vermeyoz.net adresinden ulaşabilirsiniz. Herkesi bu eylemi takip etmeye ve imkanları ölçüsünde maddi veya manevi destek vermeye davet ediyorum. Aşağıdaki yazıda, son on yıla damgasını vuran bu kuşatma hareketi hakkında genel bir değerlendirme sunuyorum.