30 Haziran 2006 Cuma

Nükleer Santrallerin Bir Ekonomisi Var mı?

Fosil yakıtların tükenmekte, enerji talebinin artmakta olduğu; bu gelişmeler nedeniyle petrol ve doğalgaz fiyatlarının uzun menzilli bir yükseliş eğilimine oturduğu günümüz dünyasında nükleer enerji yeniden, ekonominin enerji talebini karşılayacak başlıca birincil enerji kaynağı olarak sunuluyor. Küresel iklim krizi nedeniyle, fosil yakıtların tüketiminden kaynaklanan dünya sera gazı emisyonlarının önümüzdeki yüz yıl içerisinde gecikmeksizin yaklaşık üçte iki oranında azaltılması zorunluluğu ve ABD ve Avustralya hariç çok sayıda Batı ülkesini şimdiden bağlayan Kyoto Protokolü’nün sera gazı emisyonları üzerinde yarattığı baskı fosil yakıt ekonomisinin günümüzdeki krizine tuz biber ekiyor.

15 Haziran 2006 Perşembe

Farklı Bir Yaşam Biçimi Gerekiyor

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden, Ali Kerem Saysel ile BÜMED dergisi tarafından yapılan söyleşi, Haziran, 2006.

Nükleer santral kurulmasını savunan kesimlerin en önemli gerekçesi artan enerji talebi. Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden Yardımcı Doçent Ali Kerem Saysel ise bu gerekçenin haklılığını sorguluyor. Nükleer santrallere karşı, temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarını savunan Saysel, enerji talebini körükleyen yaşam biçiminin de tartışılması gerektiğini vurguluyor.

30 Nisan 2006 Pazar

Türkiye Nükleere Koşuyor

Öyle görünüyor ki Türkiye, Nükleer bir maceranın içine bu sefer kararlı bir şekilde sürükleniyor. 1960’lardan beri beş yıllık kalkınma planlarında yer alan, bugüne değin beş defa gündeme getirilen nükleer enerji santrali ihalelerinin sonuncusu (Akkuyu nükleer santrali) 2000 senesinde, dönemin başbakanı Bülent Ecevit tarafından hem çevre gruplarının baskısı hem de IMF’nin o dönem yatırımlar üzerindeki sıkı kontrolü nedeniyle iptal edilmişti. Şimdi AKP hükümeti daha parlak bir fırsat penceresi yakaladı. Şubat 2005’te TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu), Başbakanlığa “nükleer bir ada” inşa etmek üzere sekiz alternatif bölge sundu. Ardından, söz konusu alternatifler içerisinde Sinop’un en gözde seçenek olduğu bilgisi sızdı ve bu gelişme Sinop’ta derhal nükleer karşıtı yerel bir inisiyatifin şekillenmesine hizmet etti (Bkz. http://www.sinopbizim.org/).