14 Aralık 2011 Çarşamba

Devletlerin ve Şirketlerin Hakimiyetine Karşı bir Su Politikası: Ortak Mülk Alanları ve Özyönetim

Su Hakkı Kampanyası, Taksim Hill Otel, İstanbul, 10.12.2011
Giriş
Türkiye’de Su Yönetimi, Alternatifler ve Öneriler adlı raporun hazırlanmasında emeği geçen herkese ve Akgün İlhan’a teşekkür ederim. Türkiye’de ve dünyada su politikalarının geçmişi ve bugünü hakkında bilmek isteyeceğimiz pekçok verinin bir araya getirildiği, üzerinde oldukça emek harcanmış değerli bir çalışma ortaya koymuşlar. Kendilerine bir kez daha teşekkür etmek isterim.

28 Kasım 2011 Pazartesi

21. Yüzyıl'da Doğal Kaynakların Özyönetimi

BDP Siyaset Akademisi, Diyarbakır, 26.11.2011
Küresel, bölgesel ve yerel pekçok göstergeden hareketle içinde yaşadığımız dönemi “ekolojik kriz” çağı olarak adlandırıyoruz. Ekolojik krizin ne ölçüde tedavi olacağı, gelecek kuşaklar ve insan türünün bekası üzerinde nasıl kalıcı hasarlar bırakacağı ise belirsizliğini koruyor. Yerel uygulamalardan yola çıkarak, daha yukarıdaki yönetim ölçeklerine kadar uzanan ve sistemik bir dönüşüm talep eden başarılı örnekler ortaya konabildiği ölçüde, ekolojik kriz daha az hasarla aşılabilecek. Alışılmış teknoloji ve yönetim anlayışlarına dayalı ekonomik büyüme stratejilerinin benimsenmesi halinde ise ekolojik kriz, boyutları bilimsel olarak öngörülmesi imkansız felaketlerle sonuçlanacak.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Demokratik Özerkliğin Ekoloji Boyutu Hakkında

Yeni Özgür Politika’nın 1 Ağustos 2011 tarihili sayısında, Ali Barış Kurt’un Ali Kerem Saysel ile yaptığı söyleşi
Demokratik Özerklik evrensel bir model
Türkiye’de bugün ‘aşağıdan yukarıya doğru bir toplum inşa edeceğiz’ diyen tek gücün Kürt halkı olduğunu belirten Doç. Dr. Ali Kerem Saysel, ‘’suyumuzu, ormanlarımızı, meralarımızı kurumlar aracılığıyla kendi kendimize yönetmeliyiz” dedi.
DTK tarafından ilan edilen Demokratik Özerklik’in önemli aşamalarından birini de, ekoloji boyutu oluşturuyor. Var olan sistemlerin çevre düşmanı politikalarına da alternatif olması beklenen özerkliğin ekoloji boyutunu; Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü’nden Doç Dr. Ali Kerem Saysel’le konuştuk. Saysel, demokratik özerklik deneyiminin Türk demokrat çevrelerce de desteklenmesini ve bu kapsamda Kürtlerle işbirliğine girilmesini savunuyor. Pek tabii, Saysel’in eleştirileri de mevcut.

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’na Yargı Yoluyla Taciz: Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü’nü Sorumluluğa Davet Ediyoruz

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Kocaeli-Dilovası organize sanayi bölgesinde yıllardan beri yaşanmakta olan skandal boyutlardaki toksik-kanserojen kirlilik üzerine yaptığı çalışmalar nedeniyle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Dilovası Belediyesi ve Sağlık Bakanlığı tarafından yargı yoluyla taciz ediliyor. Onu bu taciz karşısında savunması gereken başlıca ve yagane kurum olan Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü’nün ise bu görevi yerine getirebileceğine dair derin şüpheler var. Aksine, üniversitenin bünyesinde ceza ve disiplin soruşturması başlatarak bu taciz hareketine bizzat ortak olduğu anlaşılıyor.



3 Mayıs 2011 Salı

Türkiye Derelerini Kuşatma Hareketi


Türkiye’nin dört bir yanında derelerimiz, yaşadığımız coğrafyanın kılcal damarları, yoğun bir kuşatma altında. Doğu Karadaniz’de Senoz, Loç, İkizdere, Fırtına, Macahel, Murgul, Çoruh vadileri; Antalya’da Alakır hakkında en fazla duyduğumuz havzalar. Munzur Vadisi, Hakkari’de Zap Suyu ve Irak sınırında inşa edilen çok sayıdaki güvenlik barajı (sulama veya enerji hedefi gütmeyen hidrolik barikatlar) bu gelişmelerin Fırat’ın doğusundaki yüzü. Son yıllarda, bu vadilerde sürdürülen enerji üretim faaliyetlerine karşı mücadele veren pek çok oluşum kuruldu. Derelerin Kardeşliği ve Suyun Ticarileşmesine Hayır platformları, Türkiye Su Meclisi bu oluşumlardan bazıları. 2 Nisan 2011 tarihinde ise Anadolu’yu Vermeyeceğiz ana sloganı altında, herhangi bir oluşumun imzasını taşımayan Büyük Anadolu Yürüyüşü başlatıldı. Doğu Karadeniz, Güneydoğu, Akdeniz, Ege ve Trakya üzerinden, on koldan başlatılan bu yürüyüş kırk günün sonunda Ankara’da büyük bir gösteriyle sona erecek. İstanbul’da yaşayan ve bu yürüyüşe ancak hafta sonları katılabilecek olanlar için bir bilgi: Yürüyüşün Trakya-Marmara kervanıyla birlikte 7-8 Mayıs tarihlerinde İzmit’ten Sapanca’ya yürümek mümkün. Eylem hakkındaki bilgilere http://vermeyoz.net adresinden ulaşabilirsiniz. Herkesi bu eylemi takip etmeye ve imkanları ölçüsünde maddi veya manevi destek vermeye davet ediyorum. Aşağıdaki yazıda, son on yıla damgasını vuran bu kuşatma hareketi hakkında genel bir değerlendirme sunuyorum.