Bu yazı, G. D’alisa, F. Demaria
ve G. Kallis tarafından derlenen çok yazarlı, katılımlı yeni bir kitap, Degrowth: A Vocabulary for a New Era
(Routledge, 2015) hakkındadır [1].
Bu yazının (ve kitabın) başlığındaki “degrowth” kavramını, büyümenin aksi
anlamında, küçülme olarak çevirdim. Fransa,
İtalya ve Katalonya’da doğup büyüyen, İngilizce’ye büyük ölçüde akademik
literatür üzerinden taşınan “décroissance” (Fr.) , “decrescita” (İt.), “decreixement” (Kat.), ilk
kullanımı 1970’lerin başına uzanan (A. Gorz), 2000’lerde Lyon merkezli bir
tartışma ortamında canlanan, 2000’lerin sonlarında aktivist entelektüel bir
hareketi ifade etmeye başlayan bir kavram. Kitabı derleyen ve giriş bölümünü
yazan D’alisa, Demaria ve Kallis’in hatırlattığı bir uyarıyı burada en başa
almakta yarar var. Kendi sözcüklerimle özetliyorum: Küçülme, yalnızca Küresel Kuzey’deki aşırı kalkınmış ülkelere
uygulanabilir olduğu için eleştiriliyor; kuzeyin küçülmesinin güney ülkelerinin
büyüyebilmesi için ekolojik alan yaratacağına şüphe yok. Fakat kuzeyde küçülme,
güneyin bilinen büyüme yörüngesini takip edebilmesi için değil, farklı
toplumların “iyi yaşam” olarak tanımladıkları şeye ulaşmak üzere kendi
kavramlarını oluşturabilmeleri, kendi yörüngelerini takip edebilmeleri için
savunuluyor. Örneğin, Latin Amerika’da “Buen Vivir” (iyi/güzel yaşam), Güney
Afrika’da “Ubuntu” (insanlık/insan olmak), veya Hindistan’da Gandici Devamlılık Ekonomisi benzer bir şekilde,
büyüme ve kalkınmaya alternatif sosyo-ekonomik yörüngeleri ifade eden
kavramlar.
21 Mart 2015 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)