21 Aralık 2010 Salı

BM Taraflar Toplantısı (Cancun) Hakkında Kısa Bir Not

BM İklim Değişimi Çerçeve Anlaşması’nın 16. Taraflar Konferansı 29 Kasım -10 Aralık 2010 tarihleri arasında Meksika’nın Cancun kentinde toplandı. Küresel iklim müzakereleri son iki yıldır çok kritik bir dönemeçten geçiyor. Hala masada duran temel problem, önümüzdeki on yıllarda Kyoto Protokolü ile yola devam edip edemeyeceğimiz. Kyoto Protokolü, Çerçeve Anlaşma’nın şemsiyesi altında 1997’de imzalanmış, 2001’de bağlayıcılık kazanmıştı. Kyoto hakkında pek çok şey söylenebilir, küresel bir kapsamı olmadığı, salım indirim hedefleri yetersiz olduğu, piyasa mekanizmalarına fazlasıyla bel bağladığı için haklı olarak eleştirilebilir. Fakat diğer taraftan Kyoto, çok taraflı ve bağlayıcılık esasına dayalı küresel düzenleme ve yönetim açısından çok önemli bir kazanımdır. Bir önceki sene Kopenhag’da düzenlenen 15. Taraflar toplantısında, Kyoto’yu hala imzalamamış bulunan ABD’nin bu çok taraflı kazanımın altını oymak yönünde aktif girişimlerine tanık olmuştuk. BASIC olarak adlandırılan, gelişmekte olan büyük kirletici ülkeler, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Çin de bu oyuna katılmıştı. Alarm zillerinin çalmakta olduğu bir dünyada, Çerçeve Anlaşma ve onun yirmi yıllık kazanımlarını çöpe atmaya hazırlanan bir skandal ile karşılaşmıştık.
Bugün dikkat çekici olan, küresel ekolojik değişim ve insan türünün bekası söz konusu olduğunda, dünyanın moral liderliğini Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’in önderliğinde, bağımsız sosyalist deneyim yaşayan Latin Amerika ülkelerinin üstlenmiş olması. Nisan 2010’da Bolivya’nın Cochabamba’da düzenlenen Dünya Halkları İklim Değişimi Konferansı bir irade gösterisi ve Cancun’a bir hazırlık niteliğindeydi. Bugün Latin Amerika ülkeleri bir taraftan Kyoto’nun devamını savunurlarken, diğer taraftan başta piyasa mekanizmalarından arındırılması olmak üzere bir dizi kuvvetlendirici öneriyle karşımıza çıkıyorlar. Şimdi Cancun’da vardığımız noktayı kısaca özetleyecek olursak: Bir yıl önce Kopenhag’da olduğu kadar geride değiliz; çok taraflı küresel anlaşma için hala umut var; gözlerimizi 2011’de Durban’da düzenlenecek olan 17. Taraflar Konferansı’na çevirmeliyiz. Benim öngörüm: Kyoto’nun birinci taahhüt dönemini aşan, daha kısıtlayıcı hedefleri olan çok taraflı bir anlaşma önümüzdeki yıllarda tesis edilecek fakat işler bu hızla devam ederken o çokça söz edilen 2 santigrat derecelik sıcaklık artış çıpasının altında kalmamız mümkün olmayacak. Dolayısıyla iklim değişimini önlemek kadar, değişime karşı uyum çalışmaları da büyük önem kazanacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder